Kütahya Mutlu Son Masaj Esra Hanım
Kütahya Mutlu Son
Kütahya Mutlu Son çevreıyla bu kadar ilgilenmesi tek seyahat etmenin getirmiş olduğu bir şeydi. Kafası kitap okuyamayacak yahut bir filme dalamayacak kadar karışıktı. Aslına bakarsanız yola daha yeni çıkmışlardı ve otobüsteki yakın çevresi ile ilgilenerek süre geçiriyordu. Bir süre sonrasında ışıklar kapanacak ve illaki içine kapanması gerekecekti. çevreına baktı otobüste dikkatini çeken bir ön koltukta kendi aralarında konuşan iki genç, bir de arka çaprazındaki esmer bir genç erkek vardı. Oldukça genç gözüküyordu. Ya okuldan ya askerden dönüyordu büyük olasılık. Kırmızı dar bir tişört ve bir kot giymişti altına.
Işıklar söndürüldükten sonrasında etrafına daha çok bakınmamaya karar verdi, insanlar uyumaya geçiyordu. Ya bir film izliyorlar ya da bir kitapla ilgilenmeye başlamışlardı. Bir süre yanında getirmiş olduğu kitabı okumaya çalıştı fakat ders çalışır gibi hissetti. Bir türlü kitaba veremiyordu kendisini. Bir müzik açıp gaslınü yola dikti. Eğer sevgilisiyle seyahatte ise yolda vakit süre elinin tutulmasını, saçının okşanmasını isterdi.
Kütahya Mutlu Son
Kütahya Mutlu Son Şimdi bunun boşluğunu ve ihtiyacını hissediyordu. Aslında Fuat’la hiç böyle bir gece yolculuğu yapmamışlardı. Yapsalar nasıl olurdu acaba? Fuat çocuk benzer biçimde cam kenarına kim oturacak diye kendi kendine dertlenip kavga çıkarmaya yeltenebilirdi. Bir süre kendini bir çocuğu yönetim ediyor şeklinde hissedebilirdi. Başını göğsüne yaslayacağı bir adam bu Haziran gecesinde İstanbul’u henüz terk etmişken ne güzel olurdu şimdi. Hayır, bu kadar duygusal ve yumuşak olmamalıyım, yoksa nasıl tek başıma olabileceğim, ayakta duracağım, diye düşündü. Aslen istediği tek başına olmak değildi.
Bu saatten sonra sevdiği ile aynı yolda yürümeyi, aynı yöne doğru bakabilmeyi istiyordu. Fakat kendinden ödün verip, istemediği şekilde birinin yanında olmaktansa uzak dururdu daha iyiydi. Feribotta otobüsten indi. Feribotun rüzgâr alan, ön tarafa bakan üst katına çıktı, bir yere oturup bir çay aldı. Fazla oturmadı, çayını içip kalktı. Hareket halindeki bir deniz taşıtında, eğer açık havada durma imkânı var ise orada hareket etmeyi ve denize yakın kısımlarında olmayı severdi. Deniz üzerinde giderken bazıları devamlı arkada denizin köpüklerini ve ardında bıraktığı yolu izlerdi.